Omurga vücut için taşıyıcı bir kolon görevi görmektedir. Vücudun dik bir şekilde durmasını ve vücuda binen yükün eşit bir şekilde dağılmasını sağlayan omurganın hareketli kısmı boyun, göğüs, bel bölgelerinden oluşur. Bel bölgesinin aşağısında sakrum ve koksiks kemikleri yer alır. Bu iki bölgenin ilavesi sonucunda omurga toplam beş bölgeden teşekkül eder. Omurga içerisinde ise omuriliğin geçtiği kanal yer almaktadır. Bu kanalın çapı omurganın bölgelerine göre değişiklik göstermektedir. Bu kanalın çapı kanalı oluşturan bağların kalınlaşması ya da kemiklerde kireçlenme sonucu çıkıntılar meydana gelmesi ile daralabilmektedir. Kanal ön – arka çapı 12 mm üzerinde ise normaldir. 10 – 12 mm arasında ise rölatif dar kanal, 10 mm altında ise mutlak dar kanal olarak kabul edilir. Kanal daralması en çok boyunda yer alan C4 ile C7 omurları arasında ve bel bölgesinde ise L2 ile L5 omurları arasında meydana gelmektedir.
Edinsel Durumlar
Omurilik kanalı doğumsal ya da edinsel olmak üzere iki sebeple daralma göstermektedir. Edinsel durumlarda en sık rastlanılan neden dejeneratif artrittir. Kıkırdak dokunun incelmesi ile eklem kapsülü normalden daha gevşek hale gelmektedir. Devamında faset eklem omurga kanalının daralmasına neden olmaktadır. Dejeneratif artrit en sık bel bölgesinde yer alan L4 ve L5 seviyesinde ortaya çıkmaktadır. Edinsel durumlar sonradan meydana geldiği için sekonder değişiklik olarak kabul edilmektedir. Yaşın ilerlemesi en önemli nedenlerden bir tanesidir. Artrit, osteoartrit ve romatoid artrit olmak üzere iki farklı şekilde kanalın daralmasına neden olmaktadır. Osteoartrit genellikle yaşı ilerlemiş kişilerde, romatoid artrit ise daha çok genç yaşta olan kişilerde görülmektedir. Bunların dışında omurga tümörü, enflamasyon, travma gibi durumlarda ortaya çıkan kanal daralması da edinsel olarak kabul edilir.
Dar Kanal Tanısı
Dar kanal rahatsızlığının teşhis edilebilmesi için birçok farklı yöntem kullanılmaktadır. Ancak bu yöntemlerin çeşitlenmesinin sebebi diğer rahatsızlıklardan ayırt edilebilmesi içindir. Hemen hemen tüm hastalıklarda olduğu gibi dar kanal tanısında da hastanın öyküsü son derece önemlidir. Dar kanal rahatsızlığında en çok tercih edilen tanı araçlarının başında ise MR gelmektedir. Ancak bazı hastalarda Röntgen ve bilgisayarlı tomografi de gerekebilir.