Dar Kanal Hastalığı
Dar kanal hastalığı omur kemiklerinin tam ortasında yer alan omur kanalının farklı yönlerde daralmasıyla ortaya çıkan yapısal bir bozukluktur. Omurilik kanalı herhangi bir yönde daralarak omuriliği boğabilir. Omurga kanal darlığı en sık L3-4, L4-5, L2-3 seviyelerinde görülürken L1-2 ve L5-S1 seviyelerinde oldukça nadir görülür. Dar omurga kanalı hastalığı tedavi edilmediği sürece ilerlediğinden dolayı giderek daha fazla seviyede görülebilir. Hastalık doğumsal ya da edinsel olabilir. Doğumsal olan durumlar doğuştan var olan rahatsızlıkları tanımlarken edinsel olan durumlar sonrada meydana gelen hastalıkları tanımlamak için kullanılır.
Dar Kanal Hastalığı Neden Olur?
Dar omurga kanalı hastalığının iki genel nedeni vardır. Doğumsal nedenler kişi annesinden doğarken mevcuttur. Edinsel nedenleri de kendi içinde ikiye ayırmak mümkündür. Edinsel nedenler bir rahatsızlığa bağlı olarak ortaya çıkabileceği gibi yaşlanmaya bağlı olarak da ortaya çıkabilir. Yaşlanmaya bağlı olarak ortaya çıkan dar kanal hastalığı dejeneratif artrite bağlı olarak gelişebilir. Dejeneratif artrit ya da halk arasında bilinen adıyla kireçlenme 60 yaşın üzerindeki çoğu insanda görülmektedir. Bu durum genellikle yaşa bağlı olarak ortaya çıksa da obeziteye bağlı olarak eklemlere binen aşırı yük de dejeneratif artrite neden olabilir. Omurga kanal darlığı artritin iki farklı şekli ile ortaya çıkabilir. Osteoartrit olarak bilinen ve yaşlılığa bağlı ortaya çıkan bu rahatsızlık, kıkırdak dokunun kemikleşmesi ile disklerin daralmasına ve bariz hale gelmesine neden olabilir. Omurga kanal darlığının gençlerde meydana gelmesinin bir nedeni de romatoid artrittir. Genetik yatkınlığın oldukça önemli olduğu bu hastalık iltihaplı romatizma olarak da bilinir ve omurga eklemlerini etkiler. Bu durum dar kanal oluşumunda rol oynar.
Dar kanal hastalığının ortaya çıkmasını sağlayan edinsel durumlar ise omurga bölgesinde sonradan meydana gelen rahatsızlıklar olarak genellenebilir. Omurgada meydana gelen tümörler dar omurilik kanalı için tetikleyici olabilir. Omurga kırığı, bel kayması ya da bu bölgede travma oluşması da dar kanal hastalığı için neden oluşturabilir. Oksipital kemikten başlayarak omur cisimlerinin arka kısımlarına tutunarak uzanan fibröz şerite posterior longitudinal ligament adı verilir. Bu şerit koksikse kadar uzanır. Bu şeritte kalsifikasyon meydana gelmesi sonucunda ligament kalınlaşır ve omurga kanal darlığı meydana gelir. Paget hastalığı da dar kanal hastalığına neden olabilir.
Dar kanal hastalığı belirti göstermeden oluşabilir. Hastalığın ilerlemesi bölgede baskı hissi oluşturmaya yetecek kritik seviyeye geldiğinde dar omurga kanalı ile ilgili belirtiler ortaya çıkmaya başlar. Omurga kanal darlığı belirginleşince en sık ortaya çıkan sorunlar bel, bacak ağrısı ve nörojenik klodikasyodur. Bu süreçte ağrı ve uyuşma genel olarak kalça ve uyluk bölgesinde hissedilir. Oturmak, öne doğru eğilmek ve uzanmak ağrı ve uyuşukluk hissini azaltmak için faydalı olurken bu hareketlerin tam tersi olan ayakta durma, beli ya da omurgayı geriye doğru eğmek ağrı hissinin artmasını sağlar. Öne eğilme hareketi dar omurga kanalı için genişleme sağlayan bir pozisyon olduğundan hastalar daha iyi hisseder. Hastalığın ilerleyen dönemlerinde hayat kalitesi giderek düşer, bacaklarda uyuşma hatta felç gözlemlenebilir. İdrar veya dışkı kaçırma, empotans gibi belirtiler görülebilir.
Dar Kanal Hastalığı Teşhisi Nasıl Konulur?
Dar kanal hastalığının teşhisinde hastanın hikayesi önemlidir. Hastanın yürüyüş postürünün değişmesi genellikle hastalığın ilerlemesi hakkında fikir verir. Hastanın hikayesinde ağrıların ve uyuşuklukların ne zaman başladığı, hangi bölgelerde ağrı, kramp ya da uyuşma olduğu gibi bilgiler alınır. Bu bilgilerin sonunda hastaya fiziksel ve nörolojik muayene yapılır. Muayenede hastanın refleksleri ve kuvveti ölçülür. Muayene sonrasında ise tetkiklere geçilir. Dar kanal hastalığı için röntgen, tomografi ve MR çekilmesi tanının kesinleştirilmesini sağlar. Bel omurgasının röntgeninin çekilmesi ile bu bölgede bulunan bel kayması, travmaya bağlı zedelenmeler, kırıklar ve tümörler görüntülenir. Tomografi ise kemik dokularda daha başarılı sonuçlar verdiğinden dolayı hastanın uygunluğuna göre tercih edilir. MR yani manyetik rezonans ise tomografinin aksine yumuşak dokularda daha duyarlı olduğundan yine hastanın durumuna göre tercih edilir. MR öncelikle tercih edilmelidir. MR ve Tomografi dar kanal hastalığı teşhisini kanal çapı ölçümlemesi ile ortaya çıkarır. 10 milimetrenin altında kalan kanal çapları için kesin stenoz; 10 ila 12 milimetre arasında kalan kanal çapları için rölatif stenoz teşhisi konur. Stenoz, kelime anlamı olarak bir kanal ya da deliğin daralması anlamını taşır. Dar kanal hastalığı bulunmadığı ise normal kanal çapı ile anlaşılır. Normal kanal çapı 12 milimetre ve daha fazla olarak belirlenmiştir.