Bel Fıtığı Tedavileri
“Bel fıtığı nasıl geçer?”
Bu soru doktorlara çok sık sorulmaktadır. Aslında bu sorunun tek bir cevabı yoktur. Çünkü bel fıtığının değişik safhalarında değişik tedavi metodları uygulanmaktadır. Bel fıtığı rahatsızlığı bulunan bir kişide hastalığın safhası iyi bir muayene ve ileri tetkik metodları ile net olarak tesbit edildikten sonra tedaviye geçilir. Bundan sonra, pratik olması açısından, hastalar cerrahi müdahale gerekenler ve cerrahi müdahale gerekmeyenler diye iki büyük gruba ayrılabilirler. Bel fıtığı gelişiminin erken dönemlerinde konservatif tedavi adı verilen cerrahi dışı tedavi metodları uygulanır. Bu safhada hastaya bütün dünyada ağrı kesici, adale gevşetici ve antienflamatuar ilaçlar verilir. Kaliteli bir ortopedik yatakta istirahat tavsiye edilir. Fizik tedavi yapılabilir. Lazer ile tedavi cihetine gidilebilir. Yine ciltten (perkütan) birtakım farklı girişimlerde bulunulabilir. Uygun dönemde egzersiz verilebilir. Gerekiyorsa psikoterapi yapılabilir.
Bel fıtığı teşhisi konmuş hasta bir iki kilogramı geçen ağırlıkları kaldırmamalıdır. İleriye doğru uzanarak bir bardak çay bile almamalıdır. Eğer yerden bir cisim alacaksa mutlaka çömelerek almalıdır. Öne, arkaya ve yanlara doğru fazla eğilmemelidir. Otururken bel boşluğunu yastık veya benzer bir cisimle desteklemelidir. Otururken ağrısı artarsa hemen yatar pozisyona geçmelidir. Oturarak saatlerce çalışmamalı ve uzun süre yolculuk yapmamalıdır. Oturarak çalışmak zorundaysa her yirmi dakikada bir ayağa kalkıp yürümelidir. Soğuk ortamlardan ve klima gibi soğutucu cihazlardan uzak durmalı, belini mümkün olduğunca sıcak tutmalıdır. Üzüntü, sıkıntı ve stresten olabildiğince kaçınmalıdır.
Bel Fıtığında Tedavinin Hedefi
İnsan çok değerli bir varlıktır. Bu nedenle ona hizmette kusur edilmemelidir. Yukarıda sözünü ettiğimiz iyi yetişmiş tecrübeli personel ve gerekli ekipmanlar hazır edildikten sonra hizmetin kalitesini bu konuda dünyanın en ileri merkezleri seviyesine yükseltmek hedef alınmalıdır. Bir hasta ister konservatif tedavi adı verilen ameliyat dışı yöntemlerle tedavi edilmeye çalışılsın, isterse son çare olarak ameliyat gereksin, bu hedeften asla taviz verilmemelidir.
Tedavide dünyanın en ileri merkezleri seviyesine ulaşabilmek için kaliteli bir fiziki ortamda iyi bir araç gereç donanımı ile birlikte hizmet vermek gerekli fakat yeterli değildir. Bunun için iyi yetişmiş kaliteli personelin bilgi ve tecrübe ile birlikte spesifik hale getirilmeleri de hizmetin kalitesini artıran önemli bir faktördür. Çünkü uzman doktorlardan hemşire ve fizyoterapistlere, hatta sekreterlere kadar sadece bel fıtığı hastalarının tedavisi ile meşgul olan kadrolarda zamanla çok büyük bir bilgi birikimi ve tecrübe meydana gelmektedir. Sadece bel fıtığı için değil, diğer branşlarda da uzman doktorların mümkünse bir tek hastalık üzerinde yoğunlaşarak spesifik hale gelmeleri ve spesifik tedavi merkezleri kurmaları hizmetin kalitesini artıracaktır.
Bel Fıtığında Gen Tedavisi
Bilim yoluna devam ediyor. Diğer hastalıklarda olduğu gibi bel fıtığı konusunda yapılan bilimsel çalışmalar da bütün hızıyla devam etmektedir. Bir yandan mikrocerrahi ve mikroendoskopik diskektomi tekniği yaygınlaşmakta diğer yandan suni diskler ve diğer enstrümanlar kullanım alanına girerek önemli kazanımlar elde edilmektedir. Bütün bunlara paralel olarak genetik araştırmalar da yürütülmektedir.
Bilim adamlarının senelerdir üzerinde titizlikle çalıştıkları insan genom projesinin ilk ayağının tamamlandığı, Amerika Birleşik Devletleri Başkanı, İngiltere Başbakanı ve özel şirketleri temsilen Celera Genomics yetkilileri tarafından 2000 yılında ilan edildi.
Üç milyar yüz milyon civarındaki kimyevi harften (nükleotid) oluşan genomun harflerinin sırasının büyük ölçüde belirlenmesi tüm dünyada heyecanla karşılandı. Çünkü bu projenin insanlığa faydalı olabilecek çok yönü vardır. Çalışmalar aynı hızla devam ederken birçok hastalığın tedavisinde yeniliklerden bahsedilmeye başlandı bile…
Gerçekten de genetik araştırmalar belirli etik kurallara riayet edilip suiistimalin önüne geçilerek bütünüyle insanlığın hayrına kullanılabilirse önümüzdeki onyıllar boyunca tıpta çok önemli gelişmeler kaydedilecektir. Bu çalışmalar hastalıkların moleküler seviyede tedavisi doğrultusunda yoğunlaştırılabilir ve tüm insanlık adına bir umut olabilir. Genetik bakımdan belirli hastalıklara meyilli insanların önceden tesbiti ve gen tedavisinin giderek yaygınlaşması beklenmektedir.
Son yıllarda bel fıtığı hastalarında muhtemel bir genetik bozukluk olabileceği fikri üzerinde ciddi şekilde durulmakta ve yapılan araştırmalarda buna ait bazı ipuçları elde edilmektedir. Öyle anlaşılıyor ki, önümüzdeki dönemde diğer pekçok hastalıkta olacağı gibi bel fıtığının da teşhis ve tedavisinde genetik yaklaşımlar çok önemli yer tutacaktır. Gen transferleri denenmektedir. Gen tedavisinin bir seçenek haline gelmesi söz konusudur.
Yapılan bilimsel çalışma, belirlenmiş bir genin yapısında belirli değişikliğin bulunduğu kişilerde şiddetli disk dejenerasyonu görüldüğünü ortaya koymuştur. Gelecekte gen tedavisiyle belki diskin dejenerasyonu da önlenebilecektir. Eğer bu gerçekleşirse bel fıtığının önlenmesi ve tedavisi konusunda yeni bir çığır açılacaktır.