Boyun Fıtığı Ameliyatı

Boyun fıtığı ameliyatı ön taraftan (anterior girişim) veya arka taraftan (posterior girişim) tarzında yapılabilir. Burada cerrah her hastayı ayrı ayrı değerlendirmeli ve tecrübesini de işin içine katarak kararını vermelidir. Boyun fıtığı ameliyatı sırasında da önemli olan öncelikle hastaya zarar vermemektir. Bunun için ameliyatı yapacak olan doktor her türlü tedbiri almalıdır. Ciltten itibaren mikroteknik ile çalışmak ameliyatın emniyetini artırır. Boyun fıtığı ameliyatında mikroteknik kullanılırken sinir elemanları yakınında çok ince ve kibar cerrahi aletlerle işlem yapılmalıdır. Uygun seçilmiş hasta, uygun cerrahi aletler, uygun teknik, uygun ekip ve tecrübeli bir cerrah başarı şansını yükselten faktörlerdir. Bu günün hastaları düne göre daha şanslıdırlar. Mikroteknik ile emniyetli bir şekilde ameliyat ettiğimiz boyun fıtığı hastaları aynı gün ayağa kalkıp yürüyebilmekte ve ertesi gün taburcu olmaktadırlar. Boyun fıtığı ameliyatında tercih edilen anestezi şekli genel anestezidir.

Boyun Fıtığı Olan Hangi Hastalar Ameliyat Edilmelidir?

Boyun fıtığı teşhisi konan bir hastada sadece şiddetli boyun ağrısı ve kol ağrısı bulunması o hastanın mutlak ameliyatlık bir hasta olduğunu göstermez. Ancak beraberinde his kaybı ve kuvvet kaybı da varsa ameliyatı düşünmek gerekir. Özellikle kuvvet kaybı varsa ve bu kuvvet kaybı kötüye doğru gidiyorsa o hastanın durumu kendisine etraflıca izah edilmeli, ameliyat olmasının gerektiği anlatılmalıdır. Bir de boyun ve kol ağrısı çok şiddetli olan, bu yüzden yaşam kalitesi uzun süre çok düşük seyreden ve cerrahi dışı metotlarla bir türlü iyileşmeyen hastalar vardır. Dayanılmaz, inatçı bir ağrıya sahip bu hastalar da ameliyata adaydırlar. Böyle hastalara bulundukları konum ayrıntılı bir şekilde anlatılmalı ve ameliyat kararı kendilerine bırakılmalıdır. El, kol veya omuz adalelerinde erime (atrofi) olan hastalarda da ameliyat düşünülebilir. Boyun fıtığı bulunan bir hastada her iki kol ve her iki bacakta beraberce uyuşma, güçsüzlük, felce doğru gidiş, tüm vücudu kapsayan duyu kaybı, idrar ve büyük abdest kontrolünün bozulması gibi belirtiler varsa bu acil bir durumdur. Böyle bir hastada dakikaların bile önemi vardır. Gece yarısında dahi olsa acilen ameliyata girilerek sinir elemanları üzerindeki bası bir an önce ortadan kaldırılmalıdır. Boyun fıtığı bu derece ilerlemiş hastalarda bazen ameliyata rağmen dönüşü olmayan durumlar ortaya çıkabilir. En iyisi zamanında sağduyulu bir karar verilerek gereken yapılmalı ve bütün bu olumsuz koşulların ortaya çıkması önlenmelidir.

Ameliyatın Sonucu

Boyun fıtığı ameliyatı tecrübe ve titizlik gerektiren özel bir ameliyattır. Bazı hususlara dikkat edilirse sonuçlar genellikle yüz güldürücüdür. Boyun fıtığı hastası ameliyat edilirken yemek borusu, soluk borusu, şah damarı, lenf kanalı, omurilik ve sinir elemanları gibi çok sayıda hassas anatomik yapının çevresinde çalışılmaktadır. Onun için cerrahın tecrübeli olması ve ciltten itibaren mikroteknik kullanarak çalışması önemlidir. Bir boyun fıtığı ameliyatını komplikasyonsuz, başarılı bir şekilde sona erdiren cerrahın emeği yeryüzündeki en büyük pırlantadan daha kıymetlidir. Yapılan işin değerinin maddi bir karşılığı yoktur. Böyle doktorlar ısrarla aranmalıdır. Başarılı bir şekilde çok sayıda ameliyat yapan ileri derecede tecrübeli bir cerrahın ameliyatlarında bile risk yüzde sıfır değildir ve operasyon sonrası hastada nadiren geçici kuvvet kayıpları görülmesi, ufak tefek bazı komplikasyonların ortaya çıkması tıpta rastlanan olaylardandır. Tıp bilimi de insanlık gibi sürekli iyiye doğru gidiyor. Biz cerrahlar ne kadar kibar çalışırsak çalışalım neticede hastaya bir şekilde girişim yapıyor, dokunuyoruz. Yani bütün bunlar sonuçta invaziv yöntemlerdir. “Geleceğin bel fıtığı cerrahisi” konusunda teknik detaylarını anlattığımız gibi geleceğin boyun fıtığı cerrahisinde de hastaya dokunulmayacak, yöntemler non-invaziv olacaktır. Gelecekte insanları çok daha güzel günler beklemektedir.

Geleceğin Boyun Fıtığı Ameliyatı

Boyun fıtığı ameliyatı değişik teknikler kullanılarak yapılabilir. Kullanılan klasik cerrahi yöntemin yanında mikroteknik ve ciltten müdahale şeklinde (perkütan ) uygulanan çeşitli teknikler vardır. Ancak günümüzde boyun fıtığı ameliyatlarında uyguladığımız mikroteknik için altın standarttır diyebiliriz. Ciltten itibaren mikroteknik ile çalışmak ameliyatın emniyetini artırır. Boyun fıtığı ameliyatında mikroteknik kullanılırken sinir elemanlarının yakınında çok ince ve kibar cerrahi aletlerle işlem yapılması gerekir. Uygun seçilmiş hasta, uygun cerrahi aletler, uygun teknik, uygun ekip ve tecrübeli bir cerrah başarı şansını yükselten faktörlerdir.

Bütün bu gelişmelere rağmen biz cerrahlar ne kadar kibar çalışırsak çalışalım neticede hastaya bir şekilde girişim yapıyor, dokunuyoruz. Yani bütün bunlar sonuçta invaziv yöntemlerdir. Geleceğin boyun fıtığı ameliyatlarında hastaya dokunulmayacak, yöntemler non-invaziv olacaktır.

Hasta sırt üstü yatar pozisyonda rahatça uzanacak ve vücudu bir daha yer değiştirmeyecek tarzda fikse edilecektir. Sonra vücudu uzayda üç boyutlu olarak milyarlarca, trilyonlarca parça şeklinde, bilgisayar tarafından otomatik olarak numaralanacaktır. Böylece insan, kafasındaki saç kılından ayakuçlarındaki tırnaklara kadar, küp veya küre şeklinde, küçücük trilyonlarca numaralanmış parçadan ibaret olarak karşımızda duracaktır.

Bu konumlandırma içerisinde normal ve hastalıklı dokuların uzayda kapladığı hacmi oluşturan trilyonlarca “nanometrik veya daha küçük ölçekteki volümlerin” her birinin kendine özgü birer numarası olacaktır. Daha sonra hastalığı oluşturan fıtıklaşmış disk dokusuna ait numaralar tespit edilecek ve bir tuşa basılarak anında ortamdan kaldırılacaktır.

Bu işlem o kadar küçük birimlere kadar indirgenip o derece incelikli hale getirilecektir ki, zamanla atom ve atomaltı parçacıklara kadar işlem yapmak mümkün olabilecektir.

Geliştirilecek teknoloji ve uygulanacak yöntem sadece boyun fıtığı ve benzeri hastalıklar için değil tıbbın diğer alanlarında da kullanılacaktır. Özellikle tümörlerin ve daha pek çok hastalığın tedavisinde işe yarayacaktır. İnsanlık yavaş da olsa sürekli iyiye doğru gitmektedir. Akıllı davranırlarsa, gelecekte insanları çok daha güzel günler beklemektedir.